NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’T-TEFSİR

<< 2658 >>

قوله تعالى كتب عليكم الصيام كما كتب على الذين من قبلكم

24- "Ey iman Edenler! Oruç Sizden Önce Gelip Geçmiş Ümmetiere Farz Kılındığı Gibi Size de Farz Kılındı. .. " (Bakara 183)

 

أنا عبيد الله بن سعيد نا يحيى عن هشام أخبرني أبي عن عائشة قالت كان يوم عاشوراء يوما تصومه قريش في الجاهلية وكان رسول الله يصومه فلما قدم المدينة صامه وأمر بصيامة فنزل صوم رمضان هو الفريضة فمن شاء صام يوم عاشوراء ومن شاء ترك

 

[-: 10948 :-] Hz. Aişe der ki: Aşure günü, Kureyş'in Cahiliye döneminde oruç tuttuğu gündü ve Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o günü oruçlu geçirirdi. Medine'ye gelince Aşure günü oruç tuttu ve sahabeye de tutmalarını emretti. Ramazan orucu farz kılınınca dileyen Aşure günü oruç tuttu, dileyen ise tutmadı.

 

Tuhfe: 17310

 

Daha önce 2851'de geçmişti. Tahrici için 2850'ye bakın.

 

 

أنا قتبية بن سعيد قال نا الليث عن يزيد بن أبي حبيب أن عراكا أخبره أن عروة أخبره عن عائشة أن قريشا كانت تصوم يوم عاشوراء في الجاهلية ثم أمر رسول الله صلى الله عليه وسلم بصيامة حتى فرض رمضان فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم من شاء فليصمه ومن شاء أفطره

 

[-: 10949 :-] Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Kureyş Cahiliye döneminde Aşure günü oruç tutardı. Ramazan orucu farz kılınana kadar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Aşure günü oruç tutulmasını emretti. Ramazan orucu farz kılınınca ise: "Aşure günü dileyen oruç tutsun, dileyen tutmasm 11 buyu rd u.

 

Tuhfe: 16368

2850'de geçmişti.

 

 

قوله تعالى وعلى الذين يطيقونه فدية طعام مسكين

25- " ... (ihtiyarlık veya Şifa Umudu Kalmamış Hastalık Gibi Devamlı Mazereti Olup da) Oruç Tutmaya Güçleri Yetmeyenıere Bir Fakiri Doyuracak Fidye Gerekir. .. " (Bakara 184)

 

أنا قتبية بن سعيد نا بكر يعنى بن مضر عن عمرو بن الحارث عن بكير عن يزيذ مولى سلمة بن الأكوع عن سلمة بن الأكوع قال لما نزلت هذه الآية { وعلى الذين يطيقونه فدية طعام مسكين } كان من أراد منا أن يفطر ويفتدي حتى نزلت الآية التي بعدها فنسختها

 

[-: 10950 :-] Seleme b. el-Ekva der ki: "(ihtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakiri doyuracak fidye gerekir .. " (Bakara 184) ayeti nazil olduğu zaman, bir sonraki ayet nazil olup bu ayeti nesh edene kadar bizden isteyen orucunu bozup fidye veriyordu.

 

Tuhfe: 4534

2637'de geçmişti.

 

 

أنا محمد بن إسماعيل بن إبراهيم نا يزيد بن هارون أنا ورقاء عن عمرو بن دينار عن عطاء عن بن عباس في قوله وعلى الذين يطيقونه فدية طعام مسكين قال تطيقونه تكلفونه فدية طعام مسكين واحد فمن تطوع فزاد مسكينا آخر ليست بمنسوخة فهو خير له وأن تصوموا خيرا لكم لا يرخص في هذا إلا للكبير الذي لا يطيق الصيام والمريض الذي لا يشفى

 

[-: 10951 :-] İbn Abbas'tan nakledildiğine göre: "(Ihtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenıere bir fakiri doyuracak fidye gerekir ... " (Bakara 184) ayetiyle ilgili olarak dedi ki: Güç yetirememek oruç tutarken zorlanmaktır. Doyurulacak miskin sayısı ise bir kişidir. Gönüllü olarak hayır yapmak ise doyuracağı kişi sayısını çoğaltmaktır. Bu ayet nesh edilmemiştir. "Bu onun için daha hayırlıdır" demek ise, oruç tutması daha hayırlıdır demektir. Bu ayeti kerimede sadece oruç tutmaya güç yetiremeyenler ve şifa bulmayan hastalar için ruhsat vardır.

 

Tuhfe: 5945

2638'de geçmişti.

 

 

أنا محمد بن عبد الوهاب نا محمد بن سابق نا ورقاء أنا بن أبي نجيح عن عمرو بن دينار عن عطاء عن بن عباس قال الذين يطوقونه

 

[-: 10952 :-] Ata'nın bildirdiğine göre ibn Abbas, "Yutıkunehu" kelimesini "Yutavvakunehu" şeklinde okumuştur.

 

Tuhfe: 5945

2638'de geçmişti.